-"Ey Türkler Batıya geçerseniz, Konstantiniye'ye (İstanbul'a) gelip Hepinizi öldüreceğiz.
Ayasofya'yı minarelerden kurtacağız"
Bunlar katilin manifestosundan!
Batı dediği İtanbul'un batısı, Avrupa değil yani.

Bu, basit bir katliam değil.
Tek başına planlanacak bir olay değil.
Bilgisayar oyunlarına benzemekle açıklanacak bir durum da değil.
Büyük ve eski bir kuyruk acısı var.
Kin var.
Nefret var. 
İntikam hırsı var.
Yıldırma ve tehdit de var:
"Ey Müslümanlar; size rahat, huzur ve dinginlik vermeyeceğiz!"
Geçmişten beri bu tür olaylar hep farklı gerekçelere bağlandı. 
Avrupa'da ya da dünyanın herhangi bir yerinde Hristiyanlara yönelen saldırılar bile İslamî terör olarak nitelenirken Hristiyan bir katilin eyleminden sonra neden akli denge sorgulanır hemen.
Bu katil...
Deli ya da akıllı, asla yalnız değil. 
En azından silahlarına yazdığı tarihler ve belli başlı isimler iyi bir tarihçi ekiple çalıştığını gösteriyor.
Baksanıza şarjörlerden birinin üzerinde Miloş Obiliç adı yazıyor. 
Kim bu adam?
Kosova Savaşı’nda Sultan Murat’ı şehit eden Sırp katil.
Bu saldırıların bütün Müslümanlara verdiği dersin hülalsası "Allah'ın ipine sımsıkı sarılın."
Allahın ipine sarılacak Müslümanlara bir baş, bir lider lazım. 
İslâm alemi yüzyıllardır başsızlığın sancılarını çekiyor. 
Bu katliama verilecek en güzel cevap Ayasofya'nın tez zamanda ibadete açılmasıdır.