Türkiye, yaklaşık kırk yıldır terörle mücadele ediyor.

Bu süreçte on binlerce vatan evladı şehit oldu.

Beyin ve işgücü olarak geleceği kuracak, kalkınmaya, büyümeye katkı verecek gençler toprağa gömüldü.

Yatırıma, üretime, istihdama harcanabilecek milyarlarca dolar harcandı.

Bu süreçte Türkiye Avrupalı dostlarına(!) defalarcauyarılarda bulundu.

Buna rağmen Avrupa ülkeleri bir yandan sağır sultana yatarken bir yandan da teröristleri hem barındırdılar hem de silah ve para desteği verdiler.

Türkiye’nin silah sanayisinde sağladığı gelişme ve bağımsızlık yolunda attığı güçlü adımlar terörle silahlı mücadelede elini güçlendirdi.

Bunun yanında diplomatik alandaki mücadeleden tam aynı sonucu aldığımızı söylemek çok kolay değil.

Son zamanlarda Amerika’nın Ukrayna üzerinden verdiği ‘bensiz olmaz’ mesajı İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvurusu yapmasında en büyük etken oldu.

ABD, dünyaya korku salarak kendine bağlama politikasını iyi yürütüyor.

Türkiye, bu ülkelerin üyeliğine teröre desteklerinden dolayı karşı çıkıyor.

Amerika diretiyor ve nedense uzun zamandır stabil olan döviz tam da bu süreçte hareketleniyor.

Buna bağlı olarak da piyasalar sarsılmaya devam ediyor.

Bu bize savaşın sadece silahla, topla, tüfekle yapılmadığını bir kere daha gösteriyor.

Ekonomik savaş Türkiye gibi ülkelerin çok güçlü olmadığı bir alan.

Türkiye tek başına, Batı dünyası tek vücut.

Dostusandığı ya da gerçekten dostu olan ülkeler zayıf ve cılız.

Oysa PKK sevici Avrupa ülkeleri güçlü ve semiz.

Neyle?

Dünyanın çeşitli noktalarında ve özellikle Afrika’da sömürdükleri ülkelerin yer altı kaynaklarıyla ve köleleştirdikleri insanlarıyla.

Sömürgeleriyle semiren ülkelerden biri olan Fransa’da çok sayıda PKK bağlantılı dernek, vakıf ve basın kuruluşu var. Örgüt, bu ülkede rahatça propaganda yapıyor ve üye devşiriyor. Bazı siyasi partilerin de desteklediği PKK zaman zaman Türk kurumlarına saldırıyor.

Almanya’da uyuşturucu kaçakçılığı ve haraçlar yoluyla finansal kaynak edinen örgüt; dernekler, vakıflar, sözde kültür merkezleri ile tüm ülkede örgütlenmiş durumda.

Belçika, çok sayıda örgüt bağlantılı kurum ve örgütün Avrupa’daki sözde liderini barındırıyor. PKK, televizyon yayınlarını da bu ülkedeki stüdyolarından yapıyor.

İngiltere’de sözde sivil toplum çalışmaları yürüten örgüt illegal faaliyetler için mafyavari bir yapılanma içerisinde. PKK, burada bir yandan siyasilerle yakın ilişkiler kurarken, diğer yandan uyuşturucu ve insan kaçakçılığı yapıyor.

İsveç, üst düzey devlet görevlileri ve siyasilerin PKK ve uzantısı bütün terör örgütleriyle samimi görüşmeler yaptığı milyonlarca dolar destek sağladığı bir ülke.

Türkiye’ Finlandiya’danmahkeme kararları doğrultusunda 6'sı FETÖ, 6'sı PKK mensubu olmak üzere 12 teröristin iadesini talep etti. Bu taleplerin bir kısmı reddedildi, bir kısmı cevapsız bırakıldı. Taleplerden olumlu cevap verilen olmadı.

Bu şartlarda bu iki ülkeyle aynı çatı altında bulunmaya karşı olmak ne kadar gerekliyse müttefik sandığımız başta PKK’ya kamyon kamyon silah taşıyan ABD olmak üzere birçok NATO üyesinin samimiyetini sorgulamak da o kadar gereklidir.