Bizi yeniden oruca ulaştıran rabbimize hamdolsun.
Artık bir ay süreyle oruç tutacağız, aç, susuz kalacağız.
Orucu sadece bedenin tutmadığını, müminlerin, iliklerine kadar hissetmesi gereken bir ibadet olduğunu hatırlatmaya bilmem gerek var mı?
Diyorum ki bu ramazan oruç da bizi tutsun.
Savurganlıklarımızı tutsun mesela.
Gereksiz masraflarımızı, yersiz harcamalarımızı tutsun.
İhtiyacımız olmadığı halde sahip olduklarımızdan vaz geçirsin bizi.
Bunun yerine muhtaç birini sevindirmemizi sağlasın.
Yeme alışkanlıklarımızı tutsun.
Sahurdan akşama kadar aç kalmanın acısını çıkarırcasına çöktürmesin nimetlerin üzerine.
Her soframızda kendi sayımızca misafir olduğunu hayal ettirsin bize.
Tabağımıza her zamankinin yarısını koydursun, diğer yarısını hayalimizdeki misafirimize verdirsin.
Komşuluk ilişkilerimizde tutsun bizi.
Biraz nezaket, biraz anlayış, biraz incelik katsın davranışlarımıza.
İş yerinde tutsun. Amirin memura, memurun amire olan sui zanını tutsun.
İhtiraslarımızı tutsun.
Trafikte tutsun. Gaza köküne kadar basan ayağımızı, kornaya çocukların uykusunu, hastaların huzurunu bozacak kadar basan elimizi tutsun.
Öfkemizi tutsun oruç, kinimizi, nefretimizi.
Kulağımıza ‘sen oruçlusun’ diye fısıldasın.
Şükür yerine şikayet ederken tutsun bizi.
Gün içinde onca nimetin karşısında tuttuğu gibi iftarda da, sahurda da tutsun.
İfratta, tefritte değil, itidalde tutsun bizi oruç.
Hayırlı ramazanlar.