Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.
Hazreti Ali bunu söylerken zamanla ‘Bana bir harf öğreteni köle ederim’ şeklinde döneceğini düşünmemiştir.
Yakın zamanda mülakatla sözleşmeli öğretmen atamaları yapılacak.
Öğretmenliğin çakılı sözleşmeli olması başlı başına sorunken bir de mülakat yapılması akla ziyandır.
Bütün emeği ve kariyerini on dakika içinde sıfırladığınız insanların ne düşünmesini beklersiniz?
Her zaman eğitim fakültelerinin yapılandırılmasını savundum, hala aynı görüşteyim.
Öğretmen adayları fakültelere yerleştirilirken önceden belirlenmiş öğretmen olma ölçütlerine göre hareket edilmeli.
Fakültede uygulanan müfredat ciddi bir şekilde elden geçirilmeli hatta akademisyenlerin seçimi ve yetiştirilmesinde de aynı titizlikle hareket edilmelidir.
Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinde öğretmenlerin ya da öğretmenlik görevini yerine getirenlerin seçimi ve yetiştirilmesinde uygulanan yöntemler incelenmeli, konu İslami bakışla harmanlanarak yeni bir müfredat hazırlanmalıdır.
Bu alanda çalışmış batılı bilim insanlarının görüşleri de değerlendirilerek gerekli çıkarımlar yapılmalı, ortaya çıkan sentez yerli ve milli yaklaşımlarla bütünleştirilmelidir.
Öğretmenlerin itibarı derhal ve en kısa zamanda geri verilmelidir.
Bunun için birinci şart yukarıda da değindiğim gibi öğretmen adaylarının seçimdir.
Bundan sonra yapılacak en ciddi iş hatırı sayılır bir ekonomik iyileştirme olacaktır.
Öğretmene verilecek para ve eğitime ayrılacak kaynak bütçeye yük olarak görülmemelidir.
Hatta bu para genel bütçede bir pay olmaktan ziyade daha farklı bir kaynak oluşturmak suretiyle ortaya çıkarılmalıdır.
Okullarda öğretilmek istenen bilgiler sokakta yalanlanmakta, televizyon ve sosyal medya yoluyla tamamen tarumar edilmektedir.
Bu durumda vatansever, yerli, milli ve dindar nesil yetiştirmek hayalden öteye gidemeyecektir.
Özellikle üniversite eğitimine kadar olan eğitim yaşantısındaki gençlerin sosyal medya kullanımına birtakım kuralların devlet eliyle getirilmesi kaçınılmazdır.
Ondan sonra öğretmenden beklenecek performansın ölçümüne kafa yorulabilir.
Devletin bu kadar yatırım yaptığı bir alanı tamamen boş ve denetimsiz bırakması kabul edilemez.
Ama bu, Bakanlığın Avrupa görmüş(!) öğretmen düşmanı bürokratlarının hazırladığı performans ölçüm sistemiyle olacak bir şey değildir.
Bakanlığı temsil edenler, öğretmeni toplum önüne atmaktan, sığ tartışmaların öznesi yapmaktan derhal vazgeçmelidir.
Unutmasınlar ki kendileri de vazgeçilmez değildir