Uzungöl’deki kaçak binaların yıkımı olayını şık bulmadım.

Kaçak varsa denetimsizlik vardır.

Görevini yapmayanlar vardır.

Ve tabi kurallara uymayanlar vardır sürecin içinde.

Ancak devlet yönetim yetkisini devrettiği kişi ve kurumlar vasıtasıyla kanunların uygulanmasını takip eder.

Burada eksik olan bir ya da birçok nokta var. Ve gelinen son nokta da insanların isyanı, kini, öfkesi ve çocukların gözyaşları arasında yapılan yıkımlar.

Keşke böyle olmasaydı.

Keşke o kaçak binalar yapılmasaydı.

Keşke vatandaşlar kurallara uysaydı.

Keşke kurallar gerektiğinde esnetilebilir algısı oluşmasaydı toplumda.

Keşke…

***

Yeni bir yıla giriyoruz.

Kimine göre yeni umutlarla, kimine göre yeniden yaşanması kuvvetle muhtemel acılarla.

Hayata dair umutsuz bir bakışım yok.

Çünkü hayat, umudun bittiği yerde biter.

Ancak dünya, hala zenginleri doyurmaya mecbur açların sırtında dönmeye devam ediyor ne yazık ki.

***

Birkaç yıl önce yazdığım bir yazıda Türkiye’ye ithal edilen bazı ürünlerde Türkçe kullanım ya da bilgilendirme kılavuzu olmadığını belirterek bu durumla ilgili kurumların gereğini yapması temennimi dile getirmiştim.

Tezgâhlardan, raflardan evimize kadar gelen diş macununda, pilde, oyuncak ya da başka bir üründe bir tek Türkçe ifadeye rastlamak mümkün değil.

İlgili olup ilgilenmeyen kurumlar bunu doğru buluyorsa ısrarımdan vaz geçiyorum.

***

Devlet 2020 için yeniden değerleme oranlarını belirledi.

Eskiden buna zam denirdi.

Galiba sevimsiz bir kelime olduğu için ‘yeniden değerleme’ ifadesini kullanmayı uygun gördük.

Yeniden değerleme oranları asgari ücretlinin, emeklinin, memurun, çalışanın maaşındaki artış oranından fazla.

Bu durum makasın çalışanlar aleyhine açılmasına, satın alma gücünün azalmasına neden oluyor.

Yani hakkı teslim etmesi, koruması gerekenler kendi elleriyle haksızlığa imza atıyor.

Olur mu?

Olmaz.

***

Hepimiz zamlardan, fiyat artışlarından şikâyet ederiz.

Başkasının kazandığıdır en büyük derdimiz.

Şükretmesini bilmeyiz, daha fazla kazanmak, daha fazla harcamak, daha fazla tüketmek isteriz.

Ayağımızı yorganımıza göre uzatmayız, aza kanaat etmeyince çokla da doymayız.

Kalın sağlıkla…