HAYDİ BİSMİLLAH

29 Eylül 2015 Salı 21:22

Bu bismillah herhangi bir siyasi partinin seçim sloganı ya da şarkısı değil. Dolayısıyla yasaklanması da söz konusu değil.
Dilimizde büyüyen tüyler kocaman ağaçlara dönmeye başladı.
Milli Eğitim Bakanlığının bariyer basamaklarına dönüştürdüğü kariyer basamakları sorununu çözmesini bekleyen birçok öğretmen emekli oldu.
Ya şûralarda alınan kararlara ne demeli?
Kimi avutuyor, kimi kandırıyoruz?
Birçok ülkenin nüfusundan daha fazla öğrenci sayısıyla yeni bir öğrenim yılına daha başladık, hayırlı olsun.
Sürekli olarak eğitim-öğretim dediğimiz için öğrenim kelimesi bazı dostlara göre çok şık durmuyor gibi.
Biz yoksa beşikten mezara kadar öğrenmeyi tavsiye eden bir Peygamberin (S.A.V) ümmeti değil miyiz?
Yakın çevredeki dostlarla yaptığımız eğitim sohbetlerinde konu dönüp dolaşıp kılık kıyafete geliyor.
Dil, gerçekten düşünmenin aracıysa vay halimize.
Demek düşünmemizi sağlayacak en temel unsur eksik.
Çok az okuyoruz, çok fazla konuşuyoruz. Konuşurken kullandığımız kelimelerin azlığı da bizi bir fasit daire içine hapsediyor.
Hep aynı şeyleri söylüyoruz.
Yeni fikirler, yeni projeler, yeni ufuklar, yeni çözümler tasarlamak yerine dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz: Öğrenci ya da öğretmenin kıyafeti.
Öyle ki bu konuda zulme uğradığını,sıkıntı çektiğini, ekmeğini, mesleğini kaybetme tehlikesi yaşadığını düşündüğümüz, bildiğimiz dostlarımız bile yeri geldiğinde kraldan çok kralcı oluyor, kuralcı oluyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yönetmeliğin bir paragrafında serbest bıraktığı öğrenci kıyafetini bir başka paragrafta okul-aile birliğinin insafına terk etmesi ne garip çelişkidir.
Hani okulları okul-aile birlikleri yönetmiyordu.
Çağı ve muasır medeniyeti yakalama hedefindeki bir ülkenin bin yıllık devlet geleneği üzerine kurulan Türkiye’nin tartıştığı, bu ülkenin eğitimine şekil veren okul yöneticilerinin uğraştığı şey daha bıyığı bile terlememiş çocukların saç ve sakal tıraşı olmamalı.
Eteğin ya da pantolonun kumaş cinsive rengi olmamalı.
Öğretmek kalbe dokunmaksa eğer öğrencilerimizin kalbine dokunabilmeliyiz artık.
Anayasa’nın 42. maddesi ‘Kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz’, der.
Bir sabah okul çocuklarının önüne çıkarak ne kadarının severek okula gittiğini soralım.
Çocuklara okulu sevdiremiyorsak eğitim haklarına engel oluyoruz demektir.
Aynı yöntemlerle farklı sonuçlar alınamayacağına göre artık yöntem değişikliğine gitme zamanı gelmedi mi?

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #