Sayın Cumhurbaşkanı metal yorgunluğundan bahsedeli uzun zaman oldu.
Bu ifade; yaptığı iş tekdüze hale gelmiş, yenilik ve politika üretemeyen, halk nazarında bir heyecan yaratamayan insanlar, durumlar için kullanılır.
Bu konuşmadan sonra herkesin aklına teşkilatlarda bir değişimin yaşanacağı, il, ilçe, belde ya da genel merkez yöneticilerinin değişeceği gibi durumlar geldi.
Başbakan olduğu ilk dönemde de ‘bize ayak uyduramayan bürokrat gidecek’ şeklinde heyecan verici ifadeleri olmuştu.
Bürokratların büyük bölümü hala yerinde.
İktidar kim olursa olsun her dönem muktedir olacak, dokunulmazlık sahibi bir zümre var.
Ancak bunları tartışırken kişileri konuşurken büyük fotoğrafta göremediğimiz bölümler olduğunu fark ediyoruz.
Aşağıda bir kısmını zikredeceğim:
Eğitim alanında köklü politika ve paradigma değişimi yaşanmadı.
Hep sayı, derslik, bina konuşuldu, nitelik hep yüzeyde kaldı, derinlik ihmal edildi.
Eğitimin ana öznesi vaz geçilmezi ihmal edildi, itibarsızlaştırıldı, güvenlik endişesi yaşamasının zemini hazırlandı.
Bir yerlere hep ucundan köşesinden dokunuldu.
Devlet yönetiminde hantallığı önleme adına kültür ve turizm bakanlıkları birleştirilip bütün veriler turizm üzerinden ele alındı.
Çok turist geldi, çok para harcadılar ama bu arada şiir, hat, tezhip, yazı, edebiyat, edep geri plana itildi.
Aile Bakanlığı sadece kadın bakanlığı gibi algılandı, bütün politikalar feminist bakış açısıyla harmanlanarak kadın üzerinden yürütüldü.
Çalışan kadın kutsanırken ‘ev hanımlığı’ ihmal edildi. Evinde çalışanlara değer verilip maaş bağlanması gerekirken, kadının dışarıda olması özendirildi. Çocuklar televizyona, tablete, bilgisayara terbiye ettirildi.
Oysa yetiştirilmesi hedeflenen dindar nesil için en iyi terbiyeci anneydi, anne ve çocuk birbirinden koparıldı.
Toplumun genelini ilgilendiren konularda özel uygulamalar yapıldığı algısı ortadan kaldırılamadı, vatandaş ikna edilemedi.
Konuşmalarıyla halkın kafasını bulandıran bazı -eski- siyasetçiler, ağzı olan konuşuyor algısının oluşmasına yol açtı.
Kentsel dönüşüm adıyla başlatılan güzel ve gerekli uygulamalar zamanla rantsal dönüşüme döndürüldü, şehirlerin dokusu bozuldu, onarılması güç tahribatlar ortaya çıkarıldı.
Araçlardaki cam filmleri tehdit ve korkutmalarla söktürüldü, sonrasında uygulama gevşetildi, sökenler, ceza yiyenler çektikleri sıkıntıyla kaldı.
Sonuna kadar desteklediğim plastik poşet uygulamasında sert bir üslup kullanıldı. Denizlerimiz, yol kenarlarımız pet şişelerle doluyken sadece poşetin öncelenmesi vatandaşın tepkisine neden oldu.
Bir takım uygulamalar kritik zamanlara denk getirildi. Vatandaşın duygusal gerekçelerle oy tercihini değiştirebileceği gerçeği göz ardı edildi.
Bazı uygulamalar kamuoyunda tepki çekmesine rağmen düzeltmeye gidilmedi. Hatalı park edenle arkadaşının rahat drift yapması için yolu kapatan magandaya aynı ceza verildi.
Aslında metal yorgunluğu falan değil sorun, asıl sorun beyin durgunluğu, siyasetin vatandaştan kopukluğu.