M. MAŞUK USLU uslumasuki@hotmail.com

MASADAN ''ENFLASYONU EZİYORUZ'' KARARLILIĞI ÇIKMALI

09 Ağustos 2015 Pazar 21:03

''Memurumuzu enflasyona asla ezdirmeyeceğiz.'' Bu slogan, tün zamanların en klasik seçim vaatlerinden biridir kuşkusuz.

Bu hükümetin de en iddalı sloganlarından biriydi.

Hazır toplu sözleşme masası kuruluyken, işte size fırsat.

Bu sloganın gereğini yerine getirmenin tam da zamanı.

Bu defa enflasyonun beli bir daha doğrulmamak üzere bükülmeli.

Hatırlayanlar bilir.
Merhum Erbakan Hocanın kurduğu hükümetin, memura yaptığı yüzde elilere varan zam oranı, enflasyonun belini büken nadir hamlelerden biriydi.

Hocanın talebelerinden kurulu bu hükümetten yüzde elli falan isteyen yok.

İstenilen belli:

Madem Türkiye 2001in Türkiyesi değildir.

Madem, ülkenin milli kasası olan Merkez Bankası, 27 milyar dolardan 135 milyar dolara yükselmiş.

Madem, kendi yerli arabasını, cep telefonunu uçağını üretmek için kollarını sıvayacak ekonomik güce ülkemiz ulaşmış durumda...

Madem iki kıtayı denizin dibinden göbekten bağlayan bir ülkeyiz.

Madem tek başına Yunanistan'ın tüm borçlarını ödeyecek büyüklüğe sahip dünyanı en büyük hava yolu şirketinin gururunu yaşayan ülkeyiz.

Madem dünyanı en büyük havalimanı yanı sıra, boğaza yeni bir gerdan takma gururunu yaşayan ekonomik gücümüz var bizim.

Artık bu refah payından, sadece müteahhitler ve patronlar değil, memur ve esnaf da nasiplenmeli.

Zira, memurun yaşam standardının yükseltilmesi, doğrudan küçük esnaf başta olmak üzere, tüm orta sınıf ve daha alt kesimin refahına dolaylı olarak yansıyacaktır.

Bu gerçekler ortadayken ve hazır, toplu sözleşme masası kurulmuşken, gelin bu defa ''enflasyonu eziyoruz.'' sloganı ile masaya oturun.

Evet evet yeni slogan ''enflasyonu eziyoruz.''olmalı.

Tamam,

Türkiye, geçirdiğimiz 13 yılda dev yatırımlar gördü. 
Ülkenin dört bir yanını; yeni havalimanları, konforlu hastaneler, köprüler, tüneller, duble yolllar, üniversiteler; ilkokuldan liseye ücretsiz kitap dağıtımı, akllı tahtalar, annelere çocuk parasından, yaşlı bakımı ücretine; ilkokuldan üniversiteye parasız eğitim hizmetleri yanı sıra savunama sanayinde dışa bağımlılığın yüzde doksanlardan yüzde otuzlara düşürülmesi gibi atılımlar elbette Türkiye’nin ekonomik pastasının büyüdüğüne işarettir.
Bunların hepsi bu hükümet döneminde gerçekleştiğini de kimse inkar etmiyor

Memur kesim de; haklı olarak büyüyen bu pastadan hakkı olanı talep ediyor.

Artık bu refah payından memurların da yararlanması gerekiyor.

Kuşkusuz, Memurun refah payından adil yaralanması; aslında tüm kesimlerin ekonomik olarak refaha kavuşması demektir.

Zira memur kesimi, aldığı maaşın tamamını ay sonu getirmeden, esnaf üzerinden piyasaya dağıtan kesimdir. Bu da piyasanın canlanması demektir.

Başka bir ifadeyle; dört milyonu bulan memurun ortalama beş kişilik aileye baktığı düşünülürse, memuru mutlu edecek makul bir sözleşmeyle; aslında yirmi milyon insanın ekonomik olarak durumunu iyileştirilmesi anlamına geliyor.

Yapılması gereken belli...

Türkiyede enflasyonun son beş yıldır yüzde yedi-sekiz bandında gezdiği ortada.
Memura verirseniz yüzde sekiz + sekiz zam ve diğer diğer talepler ile ilgili yapılacak iyileştirmeler neticesinde bu defa ezilen memur değil, enflasyonun kendisi olacaktır.

Hem koalisyonlu yıllardan biliyoruz ki; koalisyon kurulsa bile iki yıl içinde yeni bir seçime ülke gitmiştir.
Hükümetin, enflasyonu ezecek bir iyileştirme hamlesi ile masaya oturması yapılacak ilk seçimde yüzde eli bandına tekrar oturması demektir.
Masa kurulmuşken hükümetin bu doğrultuda bir adımı olacak mı?
Hep beraber göreceğiz.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #