ABDURRAHMAN ÖRNEK ornekabdurrahman@gmail.com

BİR AVUÇ UMUT ISMARLADIM

24 Ağustos 2017 Perşembe 22:18

En zor zamanların ardından hep kolaylığın geleceğini gördüm. Sabrın zafere nasıl dönüştüğünü, en ağır yüklerin sabırla naif bir şekilde taşınabildiğini gördüm.İmtihan geçirmenin, imtihandan geçmekten daha zor olduğunu ama olgunlaşmanın da imtihan geçirmek olduğunu gördüm. Doğru olmanın, dürüst olmanın kısa vadede olmasa da yerini bulduğunu gördüm. Sabahın en koyu karanlığında, zamanın dinginliğinde yol almanın, şafağın aydınlığına en yakın an olduğunu gördüm. Allah’la baş başa kalmanın güvenliğini ve hazzını nasıl yaşadığımı gördüm. En büyük yanılgıları,en  büyük aldatmaları en yakınımdakiler de yaşadığımı gördüm. İnsanın dünyayla haşır neşirliğinde,dünyayı nasılda içselleştirdiğini, inancının ,davasının nasıl önüne geçirdiğini gördüm.Dünyaya uzaktan baktım hep, ahiret’in elimden tuttuğunu görünce. Bu dünyadaki en büyük makamın, ahirette hiçbir karşılığının olmadığını gördüm. Dost görünenlerden geçilmediği bu zamanda, dostluğuyla yola gidilebilir olanların ne kadarda az olduğunu gördüm. Kendisi adaletsizliğe uğradığında adil ve ahlakçı geçinenlerin, tam tersi olduğunda diğerinin rolünü üstlendiklerini gördüm. İnsanlığın menfaat, çıkar, ahlaksızlık ve erdemsizlikle bölündüğünü, dünyanın beton duvarlarla örüldüğünü, aklın ırmağının karanlıkların çölünde kaybolduğunu gördüm. İnsan olmanın ne kadar güç ve zor olduğunu, beşer olmanın ise ne kadar kolay ve ucuz olduğunu gördüm. Kötünün iyi postuna büründüğünü, iyinin kötü diye satıldığını gördüm. İnsanlar için kanat olayım uçsunlar dedim ama kanadımı ilk kıranların onlar olduğunu gördüm. Bazen hep hatırda tutayım kin olmasın dedim ama unutmanın bir nimet olduğunu gördüm. Hiçbir zaman kin tutmadım, nefrette etmedim ama sevmemenin bir hak olduğunu gördüm. Adaleti, dürüstlüğü,dostluğu hiçbir şey karşısında satmadım ve her zaman söze sadık kalmanın huzurunu gördüm.Elde etmenin, sahip olmanın sığlığını, asl olanın ise arzu etmek olduğunu gördüm. Çöle biçim veren rüzgar olmaya çalıştım hep,yaptığım her şeklin beklemediğim fırtınaların şiddetiyle bozuluşunu gördüm.  Suskunluğun şarkıcısı olmayı istedim ama rahatsız edilmek istemeyen sessizler ordusu tarafından susturulduğumu gördüm.İnsanın kendisini anlatmasının, başkasını anlatmaktan ne kadar da zor olduğunu gördüm. Bedenim ruhumun içinde kaybolsun istedim ama her seferinde ruhumun bedene teslim oluşunu gördüm. Her zaman bir tohum ekeyim dedim ama tohumların filiz vermeden vurulduğunu gördüm. Aşkın bir kadın olmadığını, Leyla’nın sokağından geçerken Leyla yı gördüğü halde,görmeden geçip giden mecnun da gördüm. Mecnunun çöllerde  Leyla’nın şarkısını  söyleyerek  dolaştığının, aslında Leylasızlık  olduğunu gördüm. Karıncayı incitmez denen adamların filleri nasıl öldürdüğünü gördüm. Yalnızlığımı haklılığımın suskunluğunda gördüm. Dünyada ki bütün kız çocuklarının ortak rengi olan pembeye düşkünlüğünü;pembe elbiseleri,pembe ayakkabıları diğer renkli elbiseler arasından nasıl  seçtiğini gördüm. Aylan bebeğin binlerce mültecinin boğulduğu suyun derinliklerinden, küçücük bedeniyle çıkarak, mültecilerin sesi olduğunu gördüm.Ümran bebeğin, yıkıntılar arsından ağlamaya bile fırsatı olmadan,yüzündeki kan izlerini silen küçük ellerine bakarak bana ne oldu diyen gözlerini gördüm.Filistin de ,Suriye de ,Irak’ta ,Myanmar da ki yetim çocukların, annelerinin,babalarının ,kardeşlerinin hangi suçtan öldüklerini bilmeyecek kadar yaşlarının küçük olduklarını gördüm.Gerçeğin değil ama düşler ülkesinin gerçek olduğunu gördüm. Bu yüzden yer tutmasın diye su üstüne yazdım yazılarımı.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #